
Bazı hayatlar vardır ki, kader onları ne yapsa sıradanlaştıramaz. Ne sürgünler, ne zincirler, ne karanlık sokaklar… Eugène François Vidocq’un hikâyesi, suç ile adaletin birbirine dokunduğu bir puslu aynada başlar. Bir zamanların dolandırıcısı, gün gelir Fransa’nın en korkulan dedektifi olur. Bu, gölgelerin içinden yürüyerek çıkan bir adamın, kendi karanlığıyla yüzleşerek aydınlığa uzanmasının öyküsüdür.