1945 yılında ABD, önce Hiroşima’ya sonra Nagazaki’ye atom bombalarını atar. Dünya şaşkınlık içindedir ve insanlar ilk başta ne düşüneceklerini bilemez. Bombanın zararları üzerinde fazla durulmaz. O dönemdeki şartlar, basına uygulanan sansür ve haberleşmedeki Müttefik hegemonyası düşünüldüğünde, bu durum mantıklı karşılanabilir. Ancak Japonya’dan gelen haberler yaygınlaştıkça dünyada korku oluşmaya başlar. Bu haberlerde, Hiroşima ve Nagazaki’de enkaz kaldırma çalışmalarına giden işçilerin dahi öldüğü yazmaktadır. Ancak bu haberler, Amerikalılar tarafından yalanlanır ve haberlerin Japonların kara propagandası olduğu söylenir. Amerika’nın amacı atom bombasının bir konvansiyonel silah olarak kabul edilmesidir.
Etiket: ABD
Şantaj
Damgalı aktöre “şantaj” yapılabilir. Buna göre damgalayan grup, tüm damgalarını ya da kusurlarını ortaya dökeceğini söyleyerek, damgalı aktörün istendik davranışları sergilemesini isteyebilir (Goffman, 2014: 117). Bu durumda, damgalanan aktör ne yapacaktır? İki seçeneği vardır: 1.Şantaja boyun eğmek 2.Şantaja direnmek.
II. Dünya Savaşı’nda sona gelinirken 1945 yılının Ağustos ayında ABD, Japon şehirleri Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atar. Yaklaşık 140.000 insanın öldüğü, radyoaktif etkilerin yıllar boyu sürdüğü bir felaket yaşanır. Eğer atom bombası atılmasaydı savaşın bitmeyeceği ve milyonlarca kişinin daha öleceği, ABD tarafından anlatılır. Dünyanın güvende olması, bu atom bombası sayesindedir. Aksi takdirde Almanların da bu bombayı yapabileceği ve tüm dünyayı köleleştireceği söylenir. Halbuki atom bombasının Hiroşima’ya atıldığı tarihte Almanya çoktan yenilmiş, Hitler intihar etmiştir. Yani Almanya’nın atom bombası yapacak hali kalmamıştır. Bugün yapılan araştırmalar ise atom bombası atılmaması halinde de savaşın zaten sona ereceğini göstermektedir.