Kaptan Swing deyince aklınıza bir çizgi kahraman mı geliyor? İtalya’da 1966 yılında yayınlanan bir çizgi kahraman… Hatta bu kahramanın 1971’de Yeşilçam filmi de çekilir. Ama benim burada anlatacağım Captain Swing, başka bir Swing…
Daniel Defoe’nun Teşhiri
Teşhir cezasının amacı suçluyu utandırmak, rezil etmek ve topluma göz dağı vermektir. Peki, teşhir cezası her zaman bu amaçlarına ulaşabilir mi? Bazen toplum, mahkemenin vermiş olduğu teşhir kararına beklenenin tam tersi bir tepkiyle cevap verebilir.
Darülfünun’dan İstanbul Üniversitesi’ne
İstanbul Darülfünun’dan İstanbul Üniversitesi’ne geçiş sürecinin ardındaki düşünsel evrim, Ernst Hirsch’in anılarında anlatılır. Ernst Hirsch (1902-1985), Türkiye’ye göçen Alman asıllı Yahudi bilim insanlarından biridir. 1933 yılında geldiği Türkiye’de 20 yıl kalır. Türkçeyi öğrenir ve derslerini Türkçe vermeye başlar. Türkçe kitaplar yazar. Hukuk profesörü olan Hirsch, Türkiye’de sevilir ve kendisi de Türkiye’den “ikinci vatanım” olarak bahseder.
Almanya’da yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle 1933 yılında Türkiye’ye gelen Alman bilim insanlarıyla imzalanan sözleşmeye bir dil şartı koyulmuştur. Nedir bu dil şartı? Şart, bu bilim insanlarının Türkiye’ye geldikten 3 yıl sonra Türkçe ders vermelerini zorunlu kılmaktadır. Bu mülteci bilim insanlarından biri olan Ernst Hirsch anılarında, şartın zorluğundan bahsetmektedir. Önce, Osmanlı döneminde sayısız yabancı uzman çalıştırıldığını ancak böyle bir şartın konulmadığından bahseder. Ancak Hirsch, bu maddeyi anlayışla da karşılamaktadır “sonuçta” der “ dil doğal bir anlaşma aracıdır. Ve dil olmaksızın öğretmek ve öğrenmek de neredeyse mümkün değildir”.
Fritz Neumark’ın (1900-1991) Boğaziçi’ne Sığınanlar kitabını okuyordum… Kendisi 1933-1954 yılları arasında Türkiye’de yaşamış. Nazi döneminde Almanya’daki baskılardan kaçarak Türkiye’ye gelen bilim insanlarından…İstanbul Üniversitesi’nde İktisat ve Maliye Kürsüsü’nün başında yıllarını geçirmiş. Kitabında anılarına ve düşüncelerine yer veriyor. Kitapta dikkatimi çeken, Türklerin “keyif yapma” alışkanlığından bahsetmesi…Yazdığına göre Türklerdeki keyif yapma alışkanlığı erkeklerde kadınlara oranda daha fazla imiş. Şöyle diyor:
Robert Phillipson’un Linguistic Imperialism başlığıyla 1992 yılında yayımladığı kitap akademik camiada büyük yankı yapmıştır. Türkiye’de pek ilgi görmese de Phillipson’un dikkat çektiği noktalar dil öğrenmek isteyen her bireyin önem vermesi gereken hususlardır. Sadece bireylerin değil, devletlerin de yabancı dil öğretimi konusunda uyguladığı politikaları bu görüşler ışığında tekrar gözden geçirmesi faydalı olacaktır.