Kategoriler
Damga Siyaseti

Kılık Değiştirmiş İlkellik – I: sosyal medya linçleri

Tarihte birçok devletin kanunlarında “teşhir” cezası vardır. Moğollar, eski Çin kanunları, Orta Asya Türkleri, Avrupa ve Osmanlılarda işlenen suça göre “teşhir cezası” verilmektedir. Teşhir, çeşitli şekillerde yapılabilmektedir. Fiziksel olarak bedenin görünür bir yerine damga vurulması, suçlunun kalabalık bir meydanda bekletilmesi veya gezdirilmesi teşhir cezasının bazı örnekleridir. Teşhirin asıl amacı, utandırma, kınama veya rezil etme şeklinde tanımlanmaktadır. Ancak kalabalık arasında yapılan teşhirlerde, kalabalıktan atılan sert cisimlerle yaralanmalar hatta ölümler gerçekleşebilir.

Tarihte birçok devletin kanunlarında “teşhir” cezası vardır. Moğollar, eski Çin kanunları, Orta Asya Türkleri, Avrupa ve Osmanlılarda; işlenen suça göre “teşhir cezası” verilmektedir. Teşhir, çeşitli şekillerde yapılabilmektedir. Fiziksel olarak bedenin görünür bir yerine damga vurulması, suçlunun kalabalık bir meydanda bekletilmesi veya gezdirilmesi, teşhir cezasının bazı örnekleridir. Teşhirin asıl amacı, utandırma, kınama veya rezil etme şeklinde tanımlanmaktadır. Ancak kalabalık arasında yapılan teşhirlerde, kalabalıktan atılan sert cisimlerle yaralanmalar hatta ölümler gerçekleşebilir.


En basit mantıkla düşünüldüğünde, şehir meydanında halka teşhir edilen bir suçlunun, itibarsızlaşacağı muhakkaktır. Örneğin, ürünlerinde hile bulunan fırıncı teşhir edildiğinde, itibarı sıfırlanmakta belki de meslek hayatı sona ermektedir. Eski dönemlerde şehir meydanlarında suçluya zil takılarak eşeğin üzerinde gezdirilmesi, yüzünün boyanması, görünür yerine damga vurulması gibi teşhir uygulamalarının bugün artık kalmadığı malumdur.

Ancak teşhir cezası, 21.yüzyılda farklı bir şekilde ortaya çıkmıştır: sosyal medya linçleri.

Bugün, insanların henüz mahkeme edilmeden ve suçlu olduğu kanıtlanmadan teşhir cezasını aldığı bir mekandır sosyal medya…. Eski zamanlardaki şehir meydanlarının yerini, artık sanal meydanlar almıştır. Takipçi sayısı kadar, meydanda kalabalık vardır. Alınan “like”lar, teşhir edilen “mahkum”a atılan taşlar gibidir. Yeni teşhir alanı olan sosyal medya, eskilerin uyguladığı teşhir cezasından çok daha acımasızıdır. Çünkü tarihteki teşhir cezalarında mahkum, mahkeme tarafından suçlu bulunduktan sonra yine mahkeme tarafından teşhir cezasına çarptırılırdı. Ancak bugün mahkeme kararı beklenmeden sosyal medya mahkemeyi kurup, teşhir cezasını uygulamaktadır. Dolayısıyla bugün zihinsel anlamda geçmişten daha geri bir noktada olduğumuz söylenebilir.

Teşhir cezasının geçmişte kaldırılmasının en önemli nedenlerinden biri, bu cezaların toplumda artık alışkanlık oluşturmasıdır. Suçluyu utandırmak, toplumun sahip olduğu önemli bir yaptırım gücüdür ki bu gücün azaldığı ileri sürülmüştür. Bugün de aynı tehlikeyle karşı karşıya kalınmıştır. Her gün sosyal medyada düzenlenen linçler, tutuklansın hashtagleri gibi teşhirlerin zamanla yaptırım gücünü azalacaktır. Gerçekten suçlu olanlar kendi rezaletlerine alışacaklardır. Ayrıca teşhir cezası, suçluyu ölene kadar itibarsız bir konuma koymaktadır. Suçlunun üzüntüsünün, pişmanlığındaki samimiyetin, topluma tekrar kazandırılmasının önemi yoktur. Teşhir edilen suçlu, bundan sonra kendisine hor gözle bakılacağını bilmektedir. Ve teşhir cezasının asıl zorluğu, suçlunun düzelmek için çaba sarf etmeme ihtimalidir. Hatta gerçekten suçlu olmasa bile, suçlu olduğu düşünülerek teşhir edilen kişi suça itilebilmektedir. Ayrıca, suçu kanıtlanmayan kişilerin teşhiri, bireyleri suça itebilmekte, rehabilite edilmelerini engelleyici bir fonksiyon görmektedir. Tabi, mahkeme kararı bulunmadan yapılan teşhirlerde, yanlış kişinin teşhir edilmesi de söz konusu olabilir.

Kısacası, bugün sosyal medyada uygulanan teşhirin, uzun vadede toplumda alışkanlık oluşturması bakımından etkisini kaybedeceği açıktır. Bundan dolayı, sosyal medya teşhirlerine seyrek başvurulmalıdır.

Bu noktada, teşhir cezasının bir çeşit damgalama olduğunu unutmamak gerekir. Fiziksel ya da manevi herhangi bir damgalamanın, kişide itibarsızlık, aşağılanmışlık, küçümsenme duyguları oluşturacağı açıktır. Dolayısıyla her teşhir yaşayan kişi aslında bir damgalama yaşamaktadır. Bu açıdan bakıldığında, sosyal medyada teşhir edilen kişi, aynı zamanda damgalanmaktadır.

Eski zamanlarda suçlulara uygulanan teşhir cezasının, dünyada insan hakları konusundaki anlayışın gelişimiyle, artık “ileri” ülkelerin kanunlarında yer almadığı söylense de, durumun böyle olmadığı açıktır. İnsanlık, düşünsel manada pek de sanıldığı kadar gelişmemiştir. Sadece geliştiği, ilerlediği ya da düzeldiği yönünde bir imaj oluşturulmaktadır. Teşhir örneğinde olduğu gibi eski uygulamalar şekil değiştirerek bugün de varlığını devam etmektedir. Yapılması gereken şey bu kılık değiştirmeyi keşfederek, zihinsel olarak gerçekten gelişmektir.

Dr. Hümeyra Türedi

Yararlanılan Kaynaklar

Kılınç, Ahmet (2013). Osmanlı Ceza Hukukunda Yaptırım Türü Olarak Teşhir. Doktora Tezi. Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı. Ankara.

Türedi, Hümeyra (2019). Osmanlının Damgalı Çocukları. İstanbul: Cinius Yayınları.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir