Kategoriler
Siyaset

Fransızların Cezayir İşkenceleri ve Psikolojik Etkileri

Frantz Fonan (1925-1961), bir Fransız sömürgesi olan Martinik’te doğar. Fransa ordusuna katılır ve 2.Dünya Savaşı’nda hizmet verir. Ancak ordu içinde ırkçılığa maruz kalır. Fransa’ya ve sömürgeciliğine yönelik fikirleri şekillenmeye başlar. Ordudan ayrılınca psikiyatri eğitimi alır. 1954’te Cezayir’de başhekim olarak görev yapar. Cezayir Ulusal Kurtuluş Cephesi’ne katılır (FLN). Çalıştığı hastanede, Fransızların işkencelerine maruz kalan Cezayirlileri tedavi etmeye çalışır. Fransızların Cezayirlilere uyguladığı bazı işkence yöntemlerini ve bu işkencelerin psikolojik sonuçlarını da içine alan en ünlü kitabını yazar: Yeryüzünün Lanetlileri (1961). Kitabı eline aldıktan kısa bir süre sonra 36 yaşında vefat eder.

Frantz Fonan (1925-1961), bir Fransız sömürgesi olan Martinik’te doğar. Fransa ordusuna katılır ve 2.Dünya Savaşı’nda hizmet verir. Ancak ordu içinde ırkçılığa maruz kalır. Fransa’ya ve sömürgeciliğine yönelik fikirleri şekillenmeye başlar. Ordudan ayrılınca psikiyatri eğitimi alır. 1954’te Cezayir’de başhekim olarak görev yapar. Cezayir Ulusal Kurtuluş Cephesi’ne katılır (FLN). Çalıştığı hastanede, Fransızların işkencelerine maruz kalan Cezayirlileri tedavi etmeye çalışır. Fransızların Cezayirlilere uyguladığı bazı işkence yöntemlerini ve bu işkencelerin psikolojik sonuçlarını da içine alan en ünlü kitabını yazar: Yeryüzünün Lanetlileri (1961). Kitabı yayınlandıktan kısa bir süre sonra 36 yaşında vefat eder.


Fransızlar tarafından Cezayirlilere uygulanan işkence çeşitleri şöyledir: (sayfa: 271-279)

  1. Kurbana aynı anda birkaç polisin birden vurması;
  2. Kurbanın çevresinde çember oluşturan dört polisin, kum torbası gibi onu birbirlerine doğru ileri geri iterken diğerinin de göğsünde sigara
    söndürmesi,
  3. Tazyikli sabunlu suyla lavman yapma ve ağza zorla su verme.
  4. Anüse şişe sokma.
  5. Hareketsizliğe zorlama: Tutukluya zorla diz çöktürülür, kollar yere paraleldir. Avuç içleri ise yukarıya dönüktür. Gövde ve baş diktir. Hiçbir harekete izin verilmez. Tutuklunun arkasında duran bir polis cop darbeleriyle tutukluyu kımıldamamaya zorlar.
  6. Elektrik: 1956’dan sonra bazı sorgulamalar sadece elektrik verilerek yapılır.
  7. Gerçek serumu: Cezayir’de bu yöntemle, bir dizi deney yapılır. Nevroz vakalarında rahatlamayı sağlayan penihanol maddesinin, Cezayirli yurtseverlerin de konuşmasını sağlayabileceği düşünülür. İlaç 4-5 gün boyunca tutukluya verilir. Sonrasında sorgu başlar.

Gördükleri işkenceler nedeniyle Cezayirlilerin yaşadığı psikolojik sorunları Fanon dörde ayırır:

  1. Klinik depresyon: Depresif ve çoğu zaman yatağa bağlı melankolik hastalardır. Belirli bir neden olmadan birden aşırı şiddet hali gösterirler.
  2. Anorexia nervosa: Beraberinde her tür temas fobisini de getirir. Örneğin hastanın yanına gelerek ona dokunmaya, elini tutmaya çalışan hemşireyi hemen sert bir şekilde iterler. Yapay yoldan beslemek ya da ilaç vermek olanaksızdır.
  3. Huzursuzluk: Bunlar sakin duramayan hastalardır. Doktorla odasında yalnız kalmaya ikna etmek zordur.
  4. Kısmi ya da sistemli somatik hastalıklar: Özellikle elektrik işkencesine maruz kalanlarda görülür. Bu hastalar vücutlarında iğneler hissederler ve onlara elleri parçalanıyormuş, kafaları patlıyormuş, dillerini yutuyorlarmış gibi gelir.
  5. Apati: Yine elektrik işkencesine maruz kalanlarda görülür. Bu hastalar hareketsizdir. Motivasyonları ve enerjileri yoktur.
  6. Elektrik fobisi: Elektrik işkencesi yapılanlarda görülür. Elektrik düğmesine dokunmaktan korkarlar. Radyoyu açamazlar, telefondan dahi korkarlar.
  7. Konuşmada Klişeler: (Gerçek serumu alanlarda görülür) Hasta, “onlara bir şey söylemedim” tarzı cümleleri sıklıkla kurar. İşkence gören kişi, sorgu esnasında ne söylediğini bile hatırlamaz. Ancak bu hatırlayamama, arkadaşlarının ismini vermiş olma ihtimaline karşı suçluluk duygusu hissetmesine neden olur. Vicdanını hiçbir şey rahatlatmaz.
  8. Zihinsel algıda bulanıklık: (Gerçek serumu alanlarda görülür)Hasta nesnelerin varlığından emin olamaz. Aynı anda her şey hem doğru hem de yanlıştır.
  9. İçe kapanma: (Gerçek serumu alanlarda görülür) Psikolojik yavaşlık, kesintili cümleler.
  10. Teke tek konuşmalara fobi: (Gerçek serumu alanlarda görülür) Tekrar sorgulamaya çekileceklerinden korkarlar.

Fanon, tespit ettikleri bu hastalarda iki duygunun hakim olduğunu görür:

  1. Adaletsizlik: Dünyada adalet olmadığına inanırlar. Bu kurbanlardan bir tanesi özellikle acı verici bir deneyim yaşamıştır: Birkaç gün sonuçsuz işkence gördükten sonra polis, FLN ile hiç ilgisi olmayan barışsever bir adamla karşı karşıya olduğunu anlar. Buna karşın polis şefi şöyle söyler: “Onu bu halde çıkarmayın. Biraz daha üzerinde çalışın ki, dışarı çıktığında sesini çıkarmasın. “

2. Bütün ahlaki değerlere kayıtsızlık: Bu hastalara göre artık haklı dava yoktur. Önemli olan tek şey güçtür.

Bu yaşanan acımasız işkenceler, dünyadaki diğer ülkelere insan hakları konusunda ders vermeye kalkan Fransa tarafından yapılır. Kendisini medeni gören Fransa’nın neden olduğu psikolojik travmalar ise Cezayir bağımsızlığına kavuşsa bile devam eder.

Peki, Fanon ve onun gibi mücadele edenler sayesinde özgürlüğüne kavuşan Cezayir, bugün gerçekten özgür müdür? Celladına aşık politikacılar, sanatçılar ve düşünürlerle sömürge tarihi bugün maalesef farklı şekillerde tekrar tekrar üretilmekte… Ayrıca Fransa’nın ülkedeki etkinliğinin sona erdiğini söylemek de mümkün değil!

Cezayir, Fransa’ya hayran olan Fransızlaşmış politikacılarından kurtulduğunda, işte o zaman gerçekten özgür olacak!

Dr. Hümeyra Türedi

Yararlanılan Kaynak:

Fanon, Frantz (2016). Yeryüzünün Lanetlileri. Versus Yayınları.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir