Kategoriler
Siyaset

Türk Siyasal Kültürü

Bir toplumun siyasal kültürü, onun siyaset yapma şekillerini belirler. Hani diyoruz ya “neden bizim ülkede siyasetçiler kavga ediyor?” diye… Çünkü bizim siyasal kültürümüz maalesef “parçalanmış bir siyasal kültür” de ondan…

Kategoriler
Siyaset

Modernleşme ve “Genç” Kavramı

Gençlik, yaşlılığın zıddıdır. Genç; heyecanlıdır, ataktır, çeviktir. Yenilik ister. Yaşlı olan ise geleneği temsil eder. Kuralları ve statükoyu tercih eder ya da öyle olduğu söylenir. Yaşlılık; tecrübedir, temkinli olmaktır. Gençlik, kurallara karşı çıkmak ister. Geleneği istemez, başkaldırmayı sever. İşte tam da bu yüzden, genç olanın modern; yaşlı olanın geleneksel olduğuna dair bir kanı vardır. Modernizm de geleneği reddeden bir anlayışa sahip olduğu için zihinlerde gençlik ile eşleştirilir. Böylece gençlik ve modernlik yakından ilintili kavramlar haline gelir.

Kategoriler
Siyaset

Aydınların Beyin Yıkama Faaliyetleri

Aydınlar, halkın beynini yıkamaya çalışır mı? Hem de nasıl… Bazen bilinçli ve planlı… Bazen rastgele… Frantz Fanon, beyin yıkayan aydın tipine değinmiş kitabının son bölümünde… Cezayirli bazı aydınların yaptıklarıyla konuyu örneklemiş… Ben de bu yazımda, Fanon’un bu “beyin yıkayan aydın” tiplemesine katkıda bulunmak istiyorum.

Kategoriler
Siyaset

Frantz Fanon’un Çağrısı

Frantz Fanon (1925-1961)… Bir özgürlük savaşçısıdır. Batı’ya karşı sömürülenlerin mücadelesini verir. Marksist yönleri vardır ama kendisini bir komünist olarak tanımlamaz. Her şeyi ekonomiye indirgemeyen kültür ve kimlik sorunlarıyla da ilgilenen bir anti-Batıcıdır aslında… Devrimcilerin basma kalıp düşüncelerini taşımaz. Aldığı psikiyatri eğitimi de sömürülenlerin ruh hallerini analiz etmesinde işe yarar… Hatta eğitimini sömürgenin psikolojisini anlamaya ve tedavi etmeye adar. 36 yaşında çok genç yaşta vefat eden Frantz Fonan’un ölümünden hemen önce yayınlanan Yeryüzünü Lanetlileri adlı kitabının son bölümü, bir vasiyet gibidir. İnsanlara seslenir. Sömürge toplumlarına, yapmaları gerekenleri öğütler.

Kategoriler
Siyaset

Fransızların Cezayir İşkenceleri ve Psikolojik Etkileri

Frantz Fonan (1925-1961), bir Fransız sömürgesi olan Martinik’te doğar. Fransa ordusuna katılır ve 2.Dünya Savaşı’nda hizmet verir. Ancak ordu içinde ırkçılığa maruz kalır. Fransa’ya ve sömürgeciliğine yönelik fikirleri şekillenmeye başlar. Ordudan ayrılınca psikiyatri eğitimi alır. 1954’te Cezayir’de başhekim olarak görev yapar. Cezayir Ulusal Kurtuluş Cephesi’ne katılır (FLN). Çalıştığı hastanede, Fransızların işkencelerine maruz kalan Cezayirlileri tedavi etmeye çalışır. Fransızların Cezayirlilere uyguladığı bazı işkence yöntemlerini ve bu işkencelerin psikolojik sonuçlarını da içine alan en ünlü kitabını yazar: Yeryüzünün Lanetlileri (1961). Kitabı yayınlandıktan kısa bir süre sonra 36 yaşında vefat eder.

Kategoriler
Siyaset

Kara Veba’nın İslam Coğrafyasına Etkileri

Avrupa’da önemli sosyo-ekonomik sonuçlar doğuran ve hatta bazı yorumlara göre Avrupa’yı bugünkü Avrupa haline getiren Kara Veba salgını, İslam dünyasını nasıl etkilemiştir? Y. Ayalon’un Osmanlı İmparatorluğu’nda Doğal Afetler adlı kitabından yola çıkarak bu konuyu inceliyoruz.

Kategoriler
Siyaset

Vebanın Avrupa’ya Etkileri

Yaron Ayalon’un 2014 yılında yayınlanan Osmanlı İmparatorluğu’nda Doğal Afetler adlı kitabının sadece birinci bölümüne göz atacağız bu yazıda… Bölümün adı “Kara Ölüm ve Osmanlıların Yükselişi”… Kitabın sadece birinci bölümü incelememin nedeni, vebanın Avrupa ve Orta Doğu’daki uzun vadedeki etkilerini anlatıyor olması…

Kategoriler
Siyaset

Kadercilik Damgası ve Siyasallaşan Sağlık

Türklere yüzyıllardır, her türlü olumsuz sıfatı yakıştıran Batılılar, Türklerin kaderci olduğu yönünde bir algı oluşturarak, bu kaderciliği ülkenin iç işlerine karışacak bir malzeme haline getirmek için de kullanırlar. Nasıl olduğunu bu yazıda anlatmaya çalışalım… Önce Türklerdeki “tevekkül” inancının nasıl dönüp dolaşıp, Avrupalılar için “kör kadercilik” anlamına geldiğine bakacağız. Tabi ki, bu dönüşümde bir kısım Türklerin “kör kaderciliğe” saplanmasının da etkisi var. Ancak sorun şu ki, Avrupa’da da kaderci insanlar bulunmasına rağmen, bu kişileri öne çıkararak Avrupalıları hiç kimse damgalamıyor… İslamiyet, kör kaderciliği onaylamasa da, bunu İslam’ın emriymiş gibi algılanmasına neden olunması hem dinini yeterince bilmeyen Türklerin hem de bu algıyı kullanmak isteyen Avrupalıların işi…

Kategoriler
Siyaset

“Doğu Despotu” Kavramının Kökeni Üzerine

Batı’nın Doğu’ya dair ortaya koyduğu, en belirleyici tanımlardan biri “Doğu despotizmi” ifadesidir. Doğu, despotluk demektir. Batı ise özgürlük…Bu doğrultuda, Osmanlı İmparatorluğu’na yönelik sıklıkla “Doğu despotu” ifadesinin kullanıldığı da görülür. Bu düşünceye göre Batılı devletler liberal oldukları için ilerleyiş içindedirler ve ekonomik açıdan başarılıdırlar. Doğulu devletler ise ekonomik ilerlemeyi bastıran zorba rejimler olarak hayal edilirler.