Törenler, günlük hayatımızda sıklıkla yer alırlar. Ancak toplumdaki bireyler, törenlerin asıl hedefleri konusunda pek düşünmezler. Halbuki törenler, toplumun bir olaya verdiği önemi devamlı kılmak ve toplumu etkilemek için kullanılırlar. Sayelerinde periyodik olarak ortak duygular yinelenir ve pekiştirilir. Yani, törenler masum değil, belli bir ideal uğruna kullanılan aktif olaylardır. Bu aktiflik, törenlerin her öğesinde görülür. Yürüyüşler, görünüşler, davranışlar, deyişler, müzik, zamanlama ve prosedürler; toplumu etkilemek için kullanılan araçlar haline gelir.
Yazar: Dr.HumeyraTuredi
İsraf mı? Sanat eseri mi?Domus Aurea
“Roma’yı yakan Nero” derler… Roma’nın önemli bir bölümünü yaktığı söylenen bu büyük yangın MS 64 tarihinde meydana gelir. Nero, yangın için Hristiyanları suçlar. Kimisi bunun Nero tarafından Hristiyanlara atılan bir iftira olduğunu düşünür. Kimisi de Nero’nun gerçeği söylediğini… Bazılarına göreyse bu yangından sonra Nero’nun hayalindeki sarayı yaptırabilmesi için büyük bir alan açılmıştır ve bu da yangında Nero’nun parmağı olduğunun bir göstergesidir.
Robert Kolej’e Giden Yol
1 Mayıs 1860’ta American Board ile olan doğrudan ilişkisi sona eren Cyrus Hamlin, Robert Kolej’ini kurma faaliyetlerine yoğunlaşır. Artık kendisini “eskisine kıyasla daha çok misyoner görüyor”dur çünkü artık İmparatorluktaki bütün ırklar için çalışacaktır (s.366).
Kılık Değiştirmiş İlkellik-II: Törenler
Törenlerin modernleşmeyle ilintisi üzerinde durmak gerekir. Zira törenler, modern insan tarafından bir modernlik simgesi olarak anlamlandırılmakta… Örneğin, bir anıt önünde saygı duruşunda bulunmak modernlik iken; geçmişteki insanların sunaklar yapması ilkelliktir. Modern insan, ilkel toplumların zihinsel açıdan yeterince gelişmemiş olduğunu düşünür… Çünkü ilkel toplumlar, yeterince bilimsel değildir. Olmayacak inanışları vardır. Gülünç ayinler düzenlerler mesela… Ya da giysileri yeterince “modern” değildir.
Tarihte birçok devletin kanunlarında “teşhir” cezası vardır. Moğollar, eski Çin kanunları, Orta Asya Türkleri, Avrupa ve Osmanlılarda; işlenen suça göre “teşhir cezası” verilmektedir. Teşhir, çeşitli şekillerde yapılabilmektedir. Fiziksel olarak bedenin görünür bir yerine damga vurulması, suçlunun kalabalık bir meydanda bekletilmesi veya gezdirilmesi, teşhir cezasının bazı örnekleridir. Teşhirin asıl amacı, utandırma, kınama veya rezil etme şeklinde tanımlanmaktadır. Ancak kalabalık arasında yapılan teşhirlerde, kalabalıktan atılan sert cisimlerle yaralanmalar hatta ölümler gerçekleşebilir.
Bazı İzlenimler: Cyrus Hamlin
Cyrus Hamlin… Robert Kolej’in kurucusu… Yaklaşık 35 yılını İstanbul’da geçiren bir misyoner. Türkçeye “Robert Kolej Uğrunda Bir Ömür” olarak çevrilen, “My Life and Times” adlı kitabını okudum. Kitaptaki Cyrus Hamlin hakkındaki tespitlerimi maddeler halinde anlatmak istiyorum.
Amerikalılar ve Ermeniler
Robert Kolej’in kurucusu misyoner Cyrus Hamlin’in yazdığı “My Life and Times” adlı kitap, Ermeniler ve Amerikalılar arasındaki ilişkiye ışık tutacak nitelikte…
Bir damgalama örneği: Afaroz
Kilise, özellikle Ortaçağ’da çok güçlü bir otorite merkezidir. Krallardan bile daha güçlüdür. Mesela, 23 Mart 1208 tarihinde, tüm İngiltere ve Galler bölgesinde altı ay boyunca Kilise’deki dini çalışmalar Roma tarafından durdurulur. Vaftiz ve ölünün kefareti dışında hiçbir dini vazife, Kilise tarafından yerine getirilmeyecektir. Sebep ise Kral’ın İngiltere’deki Başpiskopos seçimlerine müdahalesidir.
Atom Bombasıyla Gelen Hayaller
1945 yılında ABD, önce Hiroşima’ya sonra Nagazaki’ye atom bombalarını atar. Dünya şaşkınlık içindedir ve insanlar ilk başta ne düşüneceklerini bilemez. Bombanın zararları üzerinde fazla durulmaz. O dönemdeki şartlar, basına uygulanan sansür ve haberleşmedeki Müttefik hegemonyası düşünüldüğünde, bu durum mantıklı karşılanabilir. Ancak Japonya’dan gelen haberler yaygınlaştıkça dünyada korku oluşmaya başlar. Bu haberlerde, Hiroşima ve Nagazaki’de enkaz kaldırma çalışmalarına giden işçilerin dahi öldüğü yazmaktadır. Ancak bu haberler, Amerikalılar tarafından yalanlanır ve haberlerin Japonların kara propagandası olduğu söylenir. Amerika’nın amacı atom bombasının bir konvansiyonel silah olarak kabul edilmesidir.
Yabancı Okullar ve Örtük Müfredat
Mustafa Namık, 24 Temmuz 1929 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde kaleme aldığı yazısında “bir ecnebi mektebi”nin Vatandaşlık Bilgisi sınavında bulunduğunu yazar. Mektebin adını vermez. Ancak “Boğaziçinde mektebin bulunduğu hakim tepeden aşağıya inerken” ifadesini kullanınca, söz ettiği okulun Robert College olduğunu ima etmiş olur. Okuldaki iki sınıfın Vatan Bilgisi sınavının sonuçlarından hayal kırıklığına uğramıştır.