Gençlik, yaşlılığın zıddıdır. Genç; heyecanlıdır, ataktır, çeviktir. Yenilik ister. Yaşlı olan ise geleneği temsil eder. Kuralları ve statükoyu tercih eder ya da öyle olduğu söylenir. Yaşlılık; tecrübedir, temkinli olmaktır. Gençlik, kurallara karşı çıkmak ister. Geleneği istemez, başkaldırmayı sever. İşte tam da bu yüzden, genç olanın modern; yaşlı olanın geleneksel olduğuna dair bir kanı vardır. Modernizm de geleneği reddeden bir anlayışa sahip olduğu için zihinlerde gençlik ile eşleştirilir. Böylece gençlik ve modernlik yakından ilintili kavramlar haline gelir.
Avrupa’da modernizm akımının popüler olduğu 19.yüzyılda, “Genç İspanya, Genç Fransa, Genç İtalya” gibi örgütlerin ortaya çıktığının görülmesi, dolayısıyla şaşırtıcı değildir. Bu örgütler, farklı ülkelerde ortaya çıkmış olsa da vaaz ettikleri düşüncelerin benzer olduğu görülür. Milliyetçilik, özgürlük, kardeşlik gibi modernist dönemde yükselişte olan fikirlerin peşinden giderler. Ve bu grupların üyelerinin hepsi de gençtirler.
Örneğin, 1831 yılında Giuseppe Mazzini tarafından kurulan Young Italy / Genç İtalya örgütü, milliyetçi denebilecek bir düşünceyle İtalya’nın birleşmesini ister. Hareketin en ünlü isimlerinden biri Giuseppe Garibaldi (1807–1882)’dir. Bir diğer genç örgüt, 1835 yılında Almanya’da kurulur. Adı, Junges Deutschland olan; demokratik özgürlükleri ve sosyal adaleti savunan bir Alman sanat topluluğudur. Geleneksel gördükleri dini ve ahlaki fikirleri reddederler.
1890’larda kurulan Młoda Polska, yani Genç Polonya örgütü de Rusya’nın ülkeyi işgaline karşı çıkan bir sanat topluluğudur. Bundan başka, 1911 yılında kurulan ve Bosna Hersek’te aktif olan Mlada Bosna adlı teşekkül de Avusturya’nın bölgedeki hakimiyetinin sona ermesini istemektedir. Belçika’da ise 1880 yılında edebi amaçlarla Young Belgium adlı bir topluluğun kurulduğu görülür.
Osmanlı Devleti’nde de benzer bir örgüt vardır. Hangisi mi? Jön Türkler (Fransızcası Jeune Tures / Genç Türkler). Aslında “Jön Türkler”den önce “Genç Osmanlılar” adında önemli bir girişimin bulunduğunu da belirtmek gerekir. “Genç Osmanlılar” hareketi (1865-1876) bünyesinde Namık Kemal, Ziya Paşa, Şinasi ve Ali Suavi gibi önemli isimleri barındırmıştır. İnsan hakları, eşitlik, hürriyet, adalet, vatan sevgisi konularında modernist fikirleri vardır. Sonrasında “Genç Osmanlılar”ın yerini, benzer fikirleri savunan “Jön Türkler” alır (Durdu, 2003: 296). Bu noktada, Jön Türklerin birincil kuruluş amacının Meşrutiyet rejimini imparatorlukta tesis etmek olduğunu belirtelim.
Peki, “Genç” kelimesi, ilk kez Osmanlılar tarafından mı kullanılmıştır? Jön Türklerin selefi kabul edilen Genç Osmanlıların önemli temsilcilerinden biri olan Ali Suavi (1839-1878), bu yönde düşünür. Ali Suavi, Genç İspanya, Genç Fransa, Genç İtalya gibi örgütlerin 1865’teki Genç Osmanlıların şekillenişinden sonra kurulduklarını ifade etmektedir. Ona göre, cemiyetteki genç kelimesi, “Avrupa’nın Osmanlı İmparatorluğunun ölüm sancıları içinde olduğu şeklindeki inancına karşı, kurucuların imparatorluğun bekasını vurgulamak isteklerinden” kaynaklanmaktadır (Mardin, 1996: 31). Zira o dönemde, Osmanlı Devleti 1853 tarihinde Rus Çarı’nın ifade ettiği gibi “hasta adam” ve “ölüm döşeğinde” gibi ifadelerle anılmaktadır.
Ali Suavi, “genç” kelimesinin, imparatorluğun bekâsını vurgulamak için olduğunu düşünse de, yapılan araştırmalar, o dönemde Avrupa’da mevcut olan “gençlik” takıntısına dikkat çekmektedir. Dolayısıyla, Genç Osmanlılar ve sonrasındaki Jön Türkler, hareketlerine adını veren “genç” kelimesinin, dönemin anlayışından etkilenerek ortaya çıktığını da söylemek gerekir.
Bu noktada, Eric Zürcher’in tespitlerine de yer vermek doğru olacaktır. Zürcher, Jön Türklerin gençlikleri üzerinde durur. Zürcher’in tespitlerine göre Jön Türkler olarak adlandırılan grup, Meşrutiyet’in ilanı (1908) sırasında gerçekten de gençtirler. Aralarından pek azı 40 yaşın üzerindedir. Yine Zürcher’e göre gençlik, Jön Türkler tarafından dinamizm, etkinlik ve ilericilik gibi olumlu özelliklerle özdeşleştirilmekte ve eylemlerine bir çeşit meşruluk kazandırmaktadır. Gençlik onlara göre aynı zamanda modernliğin sesi olmaktadır (Zürcher: 2005: 146). Tarık Zafer Tunaya da Jön Türklerin, gençliğe her şeyden daha fazla değer verdiğini söylemektedir. Ona göre bu yaklaşım, otoritenin yaşa ve deneye bağlı kılındığı geleneksel Osmanlı değerleriyle çelişki içindedir (Zürcher: 2005: 146). Önemli bürokratlardan İhsan Sungu da (1883-1846) Jön Türk ismindeki “genç” ifadesi için şunları söyler: “1830 tarihinde Fransa’da Jeune-France, İtalya’da Jeune-Italie, Almanya’da Jeune-Allemange, İngiltere’de Jeune Angleterre adı altında politika ve edebiyatta ifrat taraftarı bazı gençlerin teşkil ettiği gizli cemiyetlerin unvanını taklit ederek alındığı anlaşılıyor”.
Genç Osmanlılar’dan Jön Türklere evrilen süreçte, benzer düşünceye mensup üyelerin “genç” ifadesinde ısrar ettikleri açıktır. Dönemin eğilimlerini bu noktada dikkate almak gerekir. Ayrıca Osmanlı Devleti’nin “hasta adam” imgesine duyulan içerleme de bu kelimeyi öne çıkarmış görünmektedir. Bu örneklerden hareketle, cemiyetlere konulan isimlerin dönemin özelliklerini ve üyelerin düşünce şeklini anlatan bir sembol işlevi görebildiği anlaşılıyor.
Dr. Hümeyra Türedi
Yararlanılan Kaynaklar:
Durdu, Mehmet Burak (2003). Osmanlı Devleti’nde Jön Türk
Hareketinin Başlaması ve Etkileri. Ankara Üniversitesi Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi, 14, 291-318.
Mardin, Şerif (1996). Yeni Osmanlı Düşüncesinin Doğuşu. İstanbul: İletişim Yayınları.
Sungu, İhsan (1940). Tanzimat ve Yeni Osmanlılar. İstanbul: Maarif Matbaası. (Tanzimat ı. Anma Kitabı’ndan ayrı basım).
Zürcher, Eric Jan (2005). Savaş, Devrim ve Uluslaşma. çev. Ergun Aydınoğlu. İstanbul: Bilgi Üniversitesi Yayınları.