Kategoriler
Tarih

Tavşanlar ve Kaplumbağalar

Tavşanların birçok Ortaçağ el yazmasında bildiğimiz masum halleriyle değil de birer katil olarak resmedildiklerini biliyor muydunuz? 1170’lerde Almanya’daki Arnstein Manastırı’nda yapılan resimler katil tavşan imgesinin ilk örnekleri olarak kabul edilir. Bahsi geçen bu resimlerde, avcı olduğu anlaşılan bir insanı, süslü ‘T’ harfinden yapılmış darağacına asan iki tavşan görülür.

Tavşanların birçok Ortaçağ el yazmasında bildiğimiz masum halleriyle değil de birer katil olarak resmedildiklerini biliyor muydunuz? 1170’lerde Almanya’daki Arnstein Manastırı’nda yapılan resimler katil tavşan imgesinin ilk örnekleri olarak kabul edilir. Bahsi geçen bu resimlerde, avcı olduğu anlaşılan bir insanı, süslü ‘T’ harfinden yapılmış darağacına asan iki tavşan görülür.


Gerçek hayatta tavşanlar, uysal av hayvanlarıdır. Ancak ortaçağ sanatçıları genellikle rollerin tersine çevrildiği ve imkansızın norm haline geldiği “baş aşağı dönmüş dünyayı” tasvir ederler. Resimlerde tavşanlar, tavşan türüne karşı suç işleyen herkesi cezalandıran avcılardır. Acımasız tavşanların; avcıları sürüklediği, yargıladığı ve kafalarını kestiği görseller vardır. Bazı görsellerde de tavşanların tazıları avlayarak, onları öldürdüğü görülür ki bilindiği gibi avcılara yardım eden tazılar tavşanların en önemli düşmanlarındandır. Yani dünya tersine dönmüştür.

Bu tür sahneler, insan dünyasının yozlaşması ve aptallığı hakkında yorum yapan sosyal hicivler olarak da anlaşılabilir

Gerçekliğin tersine çevrilmesinin bir başka örneği, salyangozlarla savaşan insan figürleridir. Ortaçağ marjinalliğinde, salyangozlarla insanların savaştığı sahneler görülür. Hatta itaatkar olması beklenen kadınların, savaşçı olarak tasvir edildiği sahneler de vardır. Avrupa tarihinde, dünyayı tersine çevirme geleneği karnavallarda da beliren bir özelliktir. Kısa bir süreliğine, yoksul çiftçi zengin toprak sahibi rolünü oynayabilir.

Kaplumbağalar…

Ressam Osman Hamdi Bey’in ünlü Kaplumbağa Terbiyecisi tablosunda neden kaplumbağalara yer verdiği, o dönemde kaplumbağaların ne anlama geldiği tartışılan bir konudur. Bir yoruma göre Osman Hamdi Bey, Japonya’daki kaplumbağa terbiyecilerinden esinlenmiştir. Bu terbiyecilerin küçük bir davulla çaldıkları ritim eşliğinde kaplumbağalara sıra halinde yürümeyi, alçak bir masanın üzerinde üst üste dizilmeyi öğrettiklerine dair o dönemde yazılar vardır. Nitekim bu yazılardan biri Tour du Monde dergisinde yer almıştır ki bu dergiyi okuduğunu babasına bildiren bir Osman Hamdi Bey mektubu tespit edilmiştir. Bir diğer ihtimal, Lale Devri’ndeki Sadabad eğlenceleri sırasında hava karardıktan sonra sırtlarına mum dikilerek serbest bırakılan kaplumbağaların varlığıdır.

Son ihtimal ise Paris’te 19.yüzyılda görülen bir moda ile ilgilidir. Modern hayatın getirdiği şehirleşme ve hızlı yaşam, Charles Baudelaire’nin flaneur adını verdiği bir tipin ortaya çıkmasına neden olur. O günün Paris’indeki flaneur; zengin, boş zamanı çok olan ve şehir yaşamını keşfetmeyi seven bir tiplemedir. Şehri ve insanların akışını seyretmeye bayılır. Flaneur, pahalı ve şık giysilerini giyerek şehri gezmeye ve insanları izlemeye çıkar. Kaplumbağalar da işte bu noktada devreye girer. Kaplumbağasını alan Flaneur, boynuna bağladığı bir iple kaplumbağasının adımlarına uyum sağlamaya çalışır. Burada, kaplumbağaların iki anlamı vardır. birincisi, bir çeşit mücevher (tortoise bling) görevi görürler ki süslü flaneurun şıklığını tamamlarlar. İkinci olarak, şehri ve insanları daha iyi seyredebilmek için şehrin hızlı yaşamı içinde yavaşlamaya ihtiyaç vardır. Kaplumbağasının adımlarına ayak uyduran flaneur, böylece şehri ve insanları istediği gibi seyredebilir. Bu noktada bahsi geçen yavaşlığın, modern şehrin hızlı yaşamına bir çeşit başkaldırı niteliği taşıdığı da düşünülebilir.

Yararlanılan Kaynaklar

Boudelaire, C. (2004). Modern Hayatın Ressamı. İstanbul: İletişim.

Pera Müzesi Öğretmen Rehber Kitapçığı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir